Firmalar inovasyon süreçlerini ölçümlemek için büyük çaba gösteriyor. Ancak konu inovasyonun başarısını net bir biçimde ortaya koymaya gelince zorlanabiliyorlar. Guttorm Aase, Erik Roth ve Sri Swaminathan tarafından Mckinsey&Company için hazırlanan bu makalede, inovasyon başarısını net bir biçimde ortaya koyan 2 kullanışlı metrikten bahsediliyor.
İnovasyon sürecini takip etmenin ne kadar önemli olduğu âşikar. Süreç boyunca elde edilen verilerden, sürecin genel performansına dair bir fikir edinmek firmalar için büyük önem taşıyor. Bu amaçla, her firmanın kendi özel ölçümleme yöntemleri var ve bu yöntemlerin çoğu genel bir kabul görmüş durumda. Ancak çoğu zaman, firmalar fazla detayda boğulup, gözlerinin önünde duran asıl önemli konuları gözden kaçırabiliyor. Bu da inovasyon süreçlerinin başarısını olumsuz yönde etkiliyor.
İnovasyon yolculuğu boyunca, bir firma için yeni fikirlerin sayısı, süreç boyunca kaç yeni patent alındığı gibi metrikler elbette önemli. Ancak bunlardan çok daha önemli iki metrik var ki; bu metrikler inovasyon başarısını görme konusunda firmalara diğer tüm metriklerden çok daha fazla yardımcı oluyor. Bu metriklerde sadece rakamlar ve sonuçlar konuşuyor, böylece inovasyonun etkisi çok kolay bir şekilde görülüyor. Ar-Ge dönüşümü ve kâr dönüşümü metriklerinden bahsediyoruz. Bu iki metriği doğru bir şekilde kullanarak, inovasyon sürecinizin performansını çok iyi bir şekilde ölçümlemeniz mümkün.
Ar-Ge dönüşümü, firmanın inovasyon sürecinde çıkardığı yeni ürünlerin, bu ürünlerden elde ettiği satışa oranlanmasıyla elde ediliyor. Böylece attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmiş mi, net bir şekilde görebiliyorsunuz. Yüzlerce yeni fikriniz olabilir ancak önemli olan hangisinin firmaya maddi anlamda fayda sağladığıdır. Bu metrikle bunu net bir şekilde görebiliyorsunuz. Ürünün kâr dönüşümü ise, brüt kâr oranının yeni ürün satışlarına oranlanmasıyla hesaplanıyor. Böylece yeni ürününüzün brüt kâr oranlarına olan etkisini de kolayca tespit edebiliyorsunuz. Sonuç olarak, bu iki metrikle, inovasyonun başarılı olup olmadığını rakamların da yardımıyla çok net bir şekilde görmüş oluyorsunuz.
Bu metrikleri kullanırken dikkat edilmesi gereken önemli bir konu var. Kendinize bir rakip bulmalı ve metrikleri de buna göre değerlendirmelisiniz. Bir hedef koymak gibi düşünün. Sizinle benzer bir iş yapan, pazarda rakip olduğunuz bir firmayı karşınıza alın ve süreci bu şekilde yönetin. Özellikle hızlı ürün geliştirmek için uğraşıyorsanız, karşınızda da böyle bir rakip varsa, bu metriklerin ne kadar faydalı olduğunu kısa sürede fark edebilirsiniz. Bu iki metrik, süreç takibi ve gelecek planlaması konusunda size büyük destek sağlayacaktır. Her şey rakamlarla önünüzde olduğundan, başarılı giden bir inovasyon sürecinde yatırımcı ve yöneticilerinizden destek almak çok kolay olacak, bu da inovasyon sürecinin başarısını sürekli hale getirecektir.
Yazının başında da dediğimiz gibi, çoğu firma inovasyon ölçümlemesi yaparken çok fazla detaya girip her şeyi ölçümlemeye kalkabiliyor. Firmanızda nelerin ölçümlenmesi gerektiğini elbette en iyi siz bilirsiniz. En çok hangi çalışanlarınızın sürece katkı sağladığını bilmek istemeniz çok doğal. Tek yapmanız gereken şey, ihtiyacınız olan ölçümlemeleri yaparken bir yandan da büyük resmin farkında olmak. Rakamlar ne söylüyor? Aylarca üzerinde çalışıp testlerden geçirdiğiniz, sonunda müşterilerinize sunduğunuz o yeni fikir gerçekten de beklediğiniz etkiyi yarattı mı? Satış ve kâr oranlarınız arttı mı? İşte bu iki metrik sayesinde bu soruları net bir biçimde cevaplayabiliyor olacaksınız.