Silikon Vadisi’nin dünyaya örnek olma konusundaki becerisinden kimsenin şüphesi olmasa gerek. Ama bu tip merkezler sadece güzel binalara sahip oldukları için değil, kurumsal ortaklıklara zemin hazırlamasıyla değer yaratıyor.
Sinerji kelimesinin kökenine bakıldığında Eski Yunanca’da emek ve çalışma anlamına gelen ergon sözcüğünden türediği görülür. “Syn” önekiyle birlikte kullanılıp bugünkü haline evrilen “sinerji”, günümüzün modern iş dünyasının sıkça kullanılan kelimelerinden biri.
Anlam olarak birlikte çalışmaya karşılık gelen bu sözcüğün gerçek anlamda kendini bulabilmesi içinse yalnızca çaba sarf etmek değil, birlikte hareket etmek de gerekiyor. Dünyaca ünlü yönetim danışmanı Michael Porter’ın uzun yıllar önce ortaya attığı kümelenme yaklaşımı, farklı tip ve ölçekteki birlikte çalışabilirlik uygulamaları sinerjiyi ortaya çıkan unsurlar olarak karşımıza çıkmakta. Bununla birlikte, konu teknoloji ve inovasyon olduğunda ise Silikon Vadisi ya da teknokentler gibi, sektörel ekosisteme hayat verme yetkinliğine sahip bölgeler de sinerji oluşumuna katkı sağlamakta.
Diğer yandan, günümüzün zorlu rekabet ortamında bu süreç istenildiği şekilde ilerleyemeyebiliyor. Geleneksel kurumlar eski sistemler ve süreçleriyle nispeten ağırkanlı davranırken, konu yeni girişimler yani start-up’lar olduğunda hızlı ve düzeni bozan örnekler söz konusu. Peki günümüzde durum böyleyken yakın gelecekte bizleri nasıl bir tablo bekliyor? Venturebeat’te “For up-and-coming tech hubs, corporate partnerships are vital” başlıklı bir makale yayınlayan inovasyon danışmanlığı şirketi Econic’in kurucusu Brian Ardinger, teknoloji merkezleri özelinde kısa bir gelecek projeksiyonu çiziyor.
Birbirinize yatırım yapın
Ardinger, yazısında ülkenin dört bir yanındaki teknoloji merkezlerinin, birbirlerinin benzersiz avantajlarından ve güçlü yanlarından faydalanmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Bu kapsamda yeni şirket ve kurumların iş birliği yapmasına yardımcı olabileceklerini belirtirken büyük ölçüde kullanılmayan bir fırsat bulunduğunun altını çiziyor.
Bir anlamda, geleneksel şirketlerin deneyimiyle yeni girişimlerin heyecanının buluşmasını tarif eden Ardinger, bunun hem iki tarafın birbirlerinden daha fazla şey öğrenmesi hem de potansiyel yatırım ve satın almalar için uygun bir zemin oluşturduğuna inandığını aktarıyor.
Çakışma noktalarını tespit edin
Kurumsal firma temsilcilerinin yeni girişimlerle buluşma ve rehberlik etmek için çeşitli toplantılara katılması gerektiğini belirten Ardinger, yeni girişimlerin ise ekosistemde daha aktif olabilmek adına bu etkinliklerin sponsorlarına, demo günlerine, girişim hızlandırma platformlarındaki danışmanlara, çeşitli hackathon tipi organizasyonlara ve lokal kalkınma organizasyonlarına dahil olmaları gerektiğini ifade ediyor.
Hedeflerinizi eşitleyin
Ardinger’ın dikkat çektiği bir başka konu ise hedefler. Potansiyel ortak bulan ve etkileşime geçenlerin birlikte çalışmak için aşırı hızlı davranmaması gerektiğini kaydeden Ardinger, hiçbir şeyin, farklı hedeflere sahip kurumlar kadar zarar verici olmadığını ifade ediyor. Ardinger, bu noktada potansiyel ortakla aynı hedeflerin paylaşıldığına emin olunması gerektiğini vurguluyor.
Doğru hedeflerle ortak hareket etmenin son derece değerli olduğundan bahseden Ardinger, kurulan bağlantıların işletmelerin büyümesini kolaylaştırdığını belirtiyor. Yazısında, daha önceki çeşitli danışmanlık hizmetlerinden örnekler de veren Brian Ardinger, uyum sağlama noktasında iki tarafın da birbirine fayda sağlayacağını ifade ediyor.