İş dünyası tek seferlik yenilikler ya da sürdürülebilir yapılar üzerinde çalışır. Tek cümlede anlatmak kolay gibi görünüyor olabilir. Ancak uzun soluklu uygulamalar için yapılması gereken yalnızca üst kademeden gelecek bir talimat değil…
Dijital Dönüşüm ve İnovasyon Yöneticisi… Kulağa hoş geliyor. Havalı bir unvan ve hem dijital dönüşüm hem de inovasyon kavramları artık iş dünyasının sık kullanılan kalıpları haline geldiği için de içeriğini anlatmak daha kolay. En azından şirketin belirli bir kısmına. Ancak devreye alınan dijital dönüşüm projeleri ve inovatif yenilikler çoğunlukla o kurumun bütünü için kullanılıyorsa daha fazla anlam kazanır. İşte bu yüzden havalı ama bir o kadar da kaotik bir ortamla karşı karşıya kalabilirsiniz.
İşte bu yüzden şirketlerin bir “kurumsal inovasyon kültürü” geliştirmesinde fayda var. Hemen her sektörde çarpıcı bir örnekle karşılaşmak da mümkün. Bu örnekleri detaylı bir şekilde inceleyebilir ve kendinize uyarlayabilirsiniz.
Risk olmadan kazanç olmaz
Enterprise Innovation’ın Yayın Yönetmeni Mike Cushing, kurum içi inovasyon kültürü geliştirme örneği olarak bir teknoloji şirketini ele almış. Teknoloji dünyasının global şirketlerinden Dell’in dijital dönüşüm ve inovasyon yöneticisi olan Eric Acton ile görüşen Cushing, Acton’un kariyerinin yalnızca yöneticilikle geçmediğini girişimci tarafı bulunduğuna da dikkat çekiyor.
Acton, geçmişte eğitim aldığı Kellogg School of Management günlerinden itibaren içinde hep girişimci bir taraf olduğunu, statükoya meydan okuma ve riskten bağımsız olarak varsayımlara meydan okumak için motive olduğunu belirtiyor. Kendisine edindiği şiarın ise dedesinden öğrendiğini ekliyor: “Risk olmadan kazanç olmaz…”
Odağımızı kaybetmeyelim!
Kurumsal dünyadaki pek çok şirket, inovasyon alışkanlığı kazanmak için önemli bir eşiği aşmak durumunda: “Yeni icat çıkarmak”. Acton, bu durumu aşamayan şirketlerde, “aman başımıza bir şey gelmesin, düzenimizi bozmayalım” anlayışının hâkim olduğunu ifade ediyor. Oysa olması gerekenin bunun tam aksi olduğunu da sözlerine ekliyor. Dikkat çektiği bir başka nokta ise bazı kurum içi inovasyon geliştiricilerinin işlerini sevdiklerini söylemeleri. Bu kişilerin girişimci ruhla pek yakın olmadıklarını ifade eden Acton, arkasındaki sebebin ise maaş kaybetme riskinin olmaması olduğunun altını çiziyor.
Faydayı ön plana alın
Kurumsal inovasyon için esas yaklaşımın pragmatik davranmak olduğunu belirten Acton, faydayı ön planda tutan, bununla birlikte alçakgönüllü davranabilen kişilerin başarılı olduğunu kaydediyor. Akranlarınızdan, meslektaşlarınızdan ve rakiplerinizden tavsiyeler alın ve yapıcı eleştirileri dinleyecek kadar açık oldun görüşünü paylaşan Acton, arada ince bir çizgi olduğundan da bahsediyor. Bu çizgi, kendi ayaklarınız üzerinde düşünebilmeniz, tavsiyeleri desteklemeniz ama bunu yaparken de kurum kültürüne ve normlarına saygılı olmanız.
İnovasyon ekibinde kimler olmalı?
Kurum içi inovasyon kültürünü oluşturmak ve yenilikleri hayata geçirmek elbette bir ekip işi. Acton, iyi bir ekibin tamamlayıcı becerilere sahip kişilerden olduğunu ifade ediyor. Kendi işinin bir bölümünün, belirli görevleri yerine geçirmek için daha yetenekli insanlar bulmak olduğunu kaydeden Acton, kendi rolünün noktaları birleştirerek boşlukları doldurmak olduğunu söylüyor.
Elbette bu, Marvel’in Avengers örneğinde olduğu gibi yetenekli ama çoğunlukla uyumsuz kişilikleri bir araya toplamak anlamına gelmiyor. Acton, ekip oluştururken temel becerilerden önce kişilik uyumuna baktığına vurgu yapıyor. Bunun sebebini ise tüm ekibin her zaman birlikte iyi bir şekilde çalışabilmesini sağlamak olarak açıklıyor.
Bir teknoloji şirketi dijital dönüşümü nasıl gerçekleştirir?
Acton’un, Dell gibi dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden birinde görev alması, ister istemez teknoloji şirketlerinin kendi içlerinde dijital dönüşümü nasıl gerçekleştirdiği sorusunu da akla getiriyor. Acton, pek çok kişinin Dell’i geleneksel bir şirketin özelliklerini taşımayan, genç bir teknoloji şirketi olarak gördüğünü belirtiyor. Bununla birlikte Dell’in tıpkı diğer şirketler gibi, kurumsal inovasyonun gelişimin engelleyen zorluklarla mücadele ettiğini sözlerine ekliyor. Acton, şirket içndeki görevlerinin bu zorlukları tahmin etmek ve ortadan kaldırmak olduğunu ekliyor.
İnsanların, inovasyonu teknoloji ile ilişkilendirmesi ise bir başka önemli konu. Acton, teknolojinin inovasyonun kendisi olmadığını, sadece kolaylaştırdığını ifade ediyor. Önceliklerinin müşteri deneyimini ve operasyonel mükemmelliği destekleyen süreçler oluşturma ve satıcılar ile tedarikçilerin de dahil olduğu ekosistem içi etkileşimi geliştirme olduğunu söylüyor. Teknolojinin her zaman bir çözüm olmadığını belirten Acton, daha geniş bir perspektiften bakmanın önemli olduğunu ve farklı düşünmeyi sağladığını sözlerine ekliyor.
Bu keyifli röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.