En iyi inovasyon, katma değer yaratırken maliyetleri de dibe çeken inovasyondur.
Teknolojinin her gün ufuk çizgisini yeniden tanımladığı bir dünyada yaşıyoruz. Artırılmış gerçeklikten IoT’ye, Blockchain’den yapay zekaya kadar pek çok ezber bozan teknolojinin arkasında devasa yatırımların ve en yeni teknolojilerin olduğunu düşünmek son derece normal. Peki, gerçekten durum böyle mi? The Invisible Advantage kitabının yazarı Soren Kaplan, Inc.com için yazdığı makalede pek çok başarılı girişimci ve şirketin, büyük sıçramalarını ne en iyi teknolojiye ne de büyük finansal yatırımlara borçlu olduğunu öne sürüyor.
İş stratejisinin “neyi yapmak gerektiğini” belirlemek kadar, “neyi yapmamak gerektiğini” de tespit etmek olduğunu hatırlatan Kaplan, inovasyon konusunda da başarının daha fazlasını değil, daha azını yapmaktan geçtiğini savunuyor. Stephen Wunker ve Jennifer Law tarafından kaleme alınan “Costovation: Innovation That Gives Your Customers Exactly What They Want–And Nothing More” adlı kitabı referans alan Kaplan, her türlü inovasyona uygulanabilecek stratejileri kısaca açıklıyor:
- Ürününüzü basitleştirin. Müşteri için en önemli olan özelliklere odaklanıp, geri kalanından kurtulun.
- Müşterilerinizi sahne arkasına davet edin. Kurum içi operasyonlar, müşterinin yaşadığı deneyimi zenginleştirebilir.
- Harici inovasyondan faydalanın. Yeni bir ürün geliştirirken, maliyetleri ve riskleri en aza indirmek için diğer şirketlerle çalışın, “açık inovasyon” yapın.
- Doğrudan müşteriye satın. Dikey olarak entegre çalışan şirketler, geleneksel aracıları ortadan kaldırarak doğrudan perakende çalışarak hem kendilerine hem müşterilerine tasarruf sağlayabiliyor.
- Self servisin gücünü hafife almayın. Havalimanlarındaki yoğun tempoya ve hızlı beklentilere karşılık veren, “garson” unsurunu ortadan kaldıran restoranlardan ilham alın.
- Emtiaya değil, hizmetlere odaklanın. Satılan ürün ve ticari emtia yerine, sunulan hizmetin niteliğine ve müşteriye sunulan deneyime yoğunlaşın.
- Paket fiyatlardan vazgeçin. Sunduğunuz ürün ya da hizmetin en pahalı kısımlarını opsiyonel hale getirin. Maliyeti neyin artırdığını müşteriyle paylaşırsanız, onlara hem kendilerinin hem de sizin tasarrufunuza destek olma şansı tanırsınız.
- Ödemeyi önden alın. Üç Michelin yıldızlı Alinea adlı restoran, rezervasyon sırasında konuklarından ödeme alıyor. Böylelikle tam olarak ne kadar yemek hazırlaması gerektiğini bilerek, siparişlerini buna göre veriyor. Restoranın doluluk oranının önceden belli olması da cabası.
- Tedarikçilerinize de müşteriniz gibi davranın. Değer zincirinizin daha üretken olmasına destek olursanız, kendi müşterilerinize daha iyi, daha hızlı ve daha verimli hizmet sunabilirsiniz.
Güçlü bir müşteri deneyimi sunmak, her işletme için başarının anahtarıdır. Ancak bu deneyimi oluşturmak için en yeni teknolojilere ya da milyonlarca dolarlık fonlamalara ihtiyacınız yok. Bunun yerine, iş modeliniz üzerinde inovasyon yapın. Neyi, nasıl yapacağınızı ve neyi yapmamanız gerektiğini tespit etmek de sattığınız ürün veya hizmet kadar önemlidir. “Costovation” yani maliyet odaklı inovasyon da özetle budur.