Kurumsal girişim sermayelerinin yapıları, yaratmış oldukları fırsatlar ve trendlerinin son 3 yıldaki değişimine değinen Platform kurucumuz İhsan Elgin, Business Leaders Startup dergisi için kurumsal girişim sermayelerinin stratejik faydalarını kaleme aldı:
Bu yazımda benim için oldukça önemli bir etkinlikten bahsedeceğim; 9 Mayıs 2023 tarihinde düzenlediğim Türkiye’nin ilk ve tek Kurumsal Girişim Sermayesi Konferansı’ndan.
Girişimci Kurumlar Platformu’nun kurucusu ve eski başkanı bu özel etkinliğin olarak son on yılda yaptığımız çalışmaların değerli bir sonucunu ortaya koymuş olduğuna inanıyorum.
Özyeğin Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz, 21 farklı sektörü temsil eden 151 şirketten 403 katılımcıyı ağırladığımız bu etkinlik, hem yatırımcıların hem de farklı sektörlerden holdinglerin bir araya gelerek Kurumsal Girişim Sermayesi alanındaki güncel eğilimler hakkında bilgi edindiği, deneyimlerini paylaştığı ve işbirliği olanakları keşfettiği bir ortam yarattı.
Etkinlik detaylarına geçmeden önce dünyada ve Türkiye’de Kurumsal Girişim Sermayesi’nin geldiği noktayla ilgili bilgi vermemin, bu etkinliğin öneminin daha iyi anlaşılmasını sağlayacağına inanıyorum.
Türkiye de dahil olmak tüm dünyada yatırım ekosistemi durgun bir dönemden geçiyor. Fakat Kurumsal Girişim Sermayeleri’nin her geçen gün yatırımlarda daha fazla paya sahip olduğunu görüyoruz. 2023 ilk çeyrek sonundaki verilere baktığımızda Venture Capital, yani Girişim Sermayeleri tarafından yatırılan tutarın %24’ün Kurumsal Girişim Sermayeleri’nden (KGS) geldiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de ise bu oran çok daha yüksek; yatırımların %40’a yakını KGS tarafından gerçekleşiyor. Bu da KGS’lerin Türkiye özelinde, girişimlerin yeterli sermayeye ulaşması açısından ne kadar kritik bir rol üstlendiğine dair önemli bir veri. Türkiye’de bugüne kadar kurulan 73 KGS’nin yarısından fazlası ise son üç yılda kuruldu. Bu oran şirketlerin KGS’lere karşı yoğun hevesi ve isteğini göstermek açısından çok önemli bir veri.
Türkiye’deki KGS’lerin önemli bir kısmı, bağlı oldukları kurumlar nedeniyle finansal teknoloji alanına odaklanıyor ama son yıllarda mobilite ve perakende teknolojilerine de yoğun bir ilgi olduğunu görüyoruz. KGS’lerin yatırım tezlerine detaylı baktığımızda da genellikle erken aşamada girişimlerden Seri A yatırım turuna kadar bir yelpazede, ortalama tutarı 100.000 USD – 500.0000 USD arasında değişen yatırımlar yaptıklarını görüyoruz. Türkiye’de GSYF’lere uygulanan yabancı yatırım limitleri nedeniyle de yatırımların odağını ise Türkiye’deki girişimler oluşturuyor. Bunların yanı sıra KGS’ler erken aşamada girişimlere yatırım yaptığı için finansal durumdan daha çok kurucu ekibi ve bu ekibin potansiyelini dikkate alarak ilerlediklerini de gözlemliyoruz.
Elbette yatırım tezi fark etmeksizin yapılan tüm bu yatırımların sermayenin yanı sıra daha büyük bir etki sağladığı da açık; yapılan araştırmalara göre Kurumsal Girişim Sermayelerinin sağladığı stratejik fayda sayesinde fonlanan girişimlerin başarılı olma olasılığı da yükseliyor. Etkinlikte konuşan Global Corporate Venturing Üst Yöneticisi (CEO) James Mawson da kurumsal girişim sermayelerinin, kriz dönemlerinde daha dayanıklı olduğunu vurguladı.
Peki bu pozitif etki nereden kaynaklanıyor?
- Holdingler, girişimlerden çok daha geniş ve güçlü bir iş ağının yanı sıra deneyime sahip. KGS yatırımcılarıyla işbirliği yapan girişimciler bu iş ağından ve deneyimden yararlanabilir hale geliyor.
- KGS’ler çoğunlukla erken aşama girişimlere odaklanıyor ve kimi zaman da bu girişimlerin ilk müşterileri oluyor. Bu da girişime oldukça güvenli bir alanda ürününü test etmek için inanılmaz bir rahatlık sunuyor.
- KGS’ler girişimlere iş geliştirme ve pazarlama konusunda da destek sağlıyor. KGS’lerin amacı finansal getirinin yanı sıra stratejik fayda da sağlamak olduğu için çoğunlukla kendi faaliyet alanlarını destekleyecek girişimlere yatırım yapıyorlar. Bu da girişimlerin yeni müşterilere ulaşmasını, işbirlikleri kurmasını ve büyüme fırsatlarını değerlendirmesini sağlıyor.
Bu iki faydanın yanı sıra özellikle bankacılık alanında faaliyet gösteren KGS’ler, girişimlere yatırımın dışında da alternatif finansman çözümleri sunarak girişimin yatırım turlarının operasyonuna girmeden ihtiyacı olan sermayeyi bulmasına yardımcı oluyor.
Elbette KGS’lerin girişimlere sağladığı faydaların yanı sıra holdinglere sağladığı inovasyon kültürünün desteklenmesi, pazar genişletilmesi ya da yeni pazarlara açılması gibi faydalar da var.
Gerçekleştirdiğimiz Kurumsal Girişim Sermayesi konferansında da KGS’lerin yapılarını, sağladıkları yeni iş fırsatlarını ve gelecek trendleri konusunda da uzun uzun konuşma ve tartışma fırsatı bulduk. Ayrıca, girişimcilerin ve kurumların karşılaştığı zorluklar ve çözüm önerileri de dile getirildi.
Etkinliğin sonunda da belirttiğim gibi “güçlü ekonomi ve demokrasi için güçlü girişimlere ihtiyacımız var”. Bu nedenle bu konferansın, Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini daha da güçlendirecek ve iş dünyasının yatırım ekosistemine daha da yakınlaşmasını destekleyecek önemli bir adım olduğuna, yaşanacak tüm bu pozitif gelişmelerin de ülkemizin teknolojik ve ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sunacağına inanıyorum.